ÖSYM niye bu kadar çok hata yapıyor!
Öğrenciler en ufak bir hata yaptığında, canlarına okuyan ÖSYM, adeta hata şampiyonu oldu. Hatasız sınav, hatasız yerleştirme yapamıyor. Yine öyle oldu! Yine binlerce aday şok yaşadı! Peki, bütün bu hatalar neden kaynaklanıyor? Daha da önemlisi, kasıtlı mı, birilerine avantaj sağlamak için mi yapılıyor yoksa metal yorgunluğu mu?..
Güncelleme neden yapıldı? Ek puanlar konusunda yıllardır yanlış yapılıyor ama ÖSYM bu konuda hâlâ ciddi bir önlem alabilmiş değil. Çok daha önemlisi, hataların hemen hepsinin sonuçlar açıklandıktan sonra ortaya çıkması ve çoğu zaman meslek liselerinden kaynaklanıyor olması.
Ortaya çıkan vahim durumun analizine girmeden önce, gelin önce ÖSYM’nin açıklamasına bir göz atalım: “08.08.2017 tarihinde açıklanan 2017-ÖSYS yerleştirme sonuçlarında, adayların yerleştirmelerinde kullanılacak puanlar belirlenirken Tablo-6C’nin ekinde yer alan okul türlerinden mezun olan adayların alan ve dallarına göre ek puan kullanılabilecek tercihlerinde ‘ek puanlı yerleştirme puanları’ yerine ‘ek puansız yerleştirme puanları’nın kullanıldığı tespit edilmiştir.
Bu işlemin düzeltilmesi amacıyla yapılan güncellemede 1110 adayın ilan edilen yerleştirmesi değişmiş, 1628 aday daha önce bir programa yerleşmemişken yerleşir duruma gelmiş, ek puanı dikkate alındığı için yerleşen bu adaylar nedeniyle daha önce bir programa yerleştiği ilan edilen 1499 aday ise yeni durumda herhangi bir programa yerleşememiştir. Konu ile ilgili adaylar ve kurumlar bilgilendirilmiş, yeni sonuçlar 12.08.2017 tarihi saat 11:00 itibariyle güncellenmiştir. Bu durumdan etkilenen adaylardan özür diler, bilgilerine saygıyla sunarız.” Cevap bekleyen sorular? Şimdi gelelim kafaları kurcalayan ayrıntılara. Örneğin, son iptalle ilgili şu sorulara kim cevap verecek? Söz konusu hata nasıl ortaya çıktı? ÖSYM, durduk yerde mi güncellemeye gitti yoksa bir ihbar alıp, onun üzerine mi gitti? Daha önce üniversiteye yerleştirilip de şimdi açıkta kalan lise mezunları kimler ve hangi okullardan mezunlar? Daha önce açıkta kalıp da şimdi üniversiteli olanlar kimler ve hangi liselerden mezun? Kimlere fazladan puan verildi, kimlerin puanı eksik hesaplandı? Bu durum neden kaynaklandı? Yapılan tüm bu hatalar, basit bir özürle geçiştirilecek kadar sıradan mı? Bu hataların binde biri, öğrenciler tarafından yapıldığında, sınavı iptal edilirken, hayalleri karartılırken, ÖSYM bu konuda neden hiç hesap vermiyor? Üniversiteyi kazandım diye sevinen bin 499 adayın ve yakınlarının yaşayacağı moral bozukluğunun hesabını kim verecek?.. Puan hesaplama ve yerleştirme konusunda, daha başka hatalar var mı? Bu konudaki iddiaları kim araştıracak? Kayıtlar bittikten sonra ortaya çıkarsa ne olacak?.. Benzeri soruların sayısını daha onlarca artırabiliriz. Çünkü ortada pek çok iddia var. Kafaları bulandırmak yerine, ÖSYM’nin bu işi kendisinin çözmesinde yarar var.
Dışarıdan her müdahale, kurumu daha da yıpratacaktır ki bunun da hiç ama hiç kimseye bir yararı olmaz!.. Kasıt var mı? ÖSYM’nin hem sınavlarda hem de yerleştirmelerde yaptığı akıl almaz hatalar kurumu yıpratmak için yapılan kasıtlı manipülasyonlar mı ya da birilerine avantaj sağlamak için yapılmış düzenlemeler mi? Bu ancak bu konuda yapılacak ciddi araştırmalarla ortaya çıkacaktır. Böyle bir araştırma yapılmadan ne söylense boştur ve şehir efsanesi olmanın ötesine geçmez.
Geçmişte çok büyük suistimaller yaşandığı mahkeme kararlarıyla da sabitlendi ama yine de temkinli olmakta yarar var... Ama şu bir gerçek ki ÖSYM’nin üzerinde inanılmaz bir iş yükü var ve FETÖ soruşturması nedeniyle, kadrolarının önemli bir kısmını kaybetti. Peki, bu mazeret olabilir mi? Kesinlikle olmamalı. Ülkemizde onca iyi yetişmiş uzman varken, eksik ya da yorgun kadrolarla, milyonlarca gencin kaderine yön vermek ne kadar doğru? Kaldı ki o kadar çok hata yapıyorlar ki kendilerini yenileme zamanları geldi de geçiyor... ÖSYM konusunda ciddi bir Meclis araştırması ya da Devlet Denetleme Kurulu’nun yapacağı hızlı bir inceleme, en azından kurumun daha fazla yıpratılmasını önleyecektir... Özetin özeti: Gençlerimizin geleceğine yön veren kurumların korunup, kollanması hepimizin asli görevi ama ortada yanlış giden bir şey varsa, onu düzeltmek de devletin öncelikli işi olmalıdır!