Çağdaş Ertu

Çağdaş Ertu

Son Durum
cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Başkanlık kongresi!.

23 Mayıs 2016 - 11:16 - Güncelleme: 13 Ekim 2019 - 11:37

AK Parti 2. Olağanüstü Kongresi’ni gerçekleştirdi.

Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım platformdan salonu selamlarken, “Recep Tayyip Erdoğan” şarkısı çalınıyordu.

 

Davutoğlu çifti aynı selamlamayı yaparken Kiziroğlu’ndan uyarlama, “Davutoğlu Ahmet Hoca” şarkısı...

Kongre bu farkla başladı.

12 Eylül 2015’te gerçekleştirilen kongrede, odağında Yıldırım’ın yer aldığı MKYK depremi yaşanırken, “Erdoğan ağırlığı” çok vurgulanmıştı.

Dünkü kongre için verilecek özet ise daha net.

Dünkü kongrenin adı başkanlık kongresidir.

Başkanlık sistemine dönük köklü değişikliğin gerçekleşmesi hemen mümkün görünmese de, sistem değişikliği için partili cumhurbaşkanlığı seçeneği bir geçiş olarak denense de ya da 2019’a kadar mevcut sistemle devam edilse de kongreyle kurulan yeni düzenin adı değişmeyecektir.

Dün, salonda bulunan ya da bulunmayan bütün siyasi aktörlerin en hakiki mesajları verdiği bir AK Parti Kongresi’ne tanık olduk.

Bu gerçeklere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la başlamak gerekiyor.

Erdoğan kongreye, “Cumhurbaşkanı yemini ettiğim gün, AK Parti ile hukuki bağım kesilmiş olabilir, ama sizlerle gönül bağım hiç bir zaman kesilmedi, inşallah hiçbir zaman  da kesilmeyecek. Önümüzdeki dönemde yeni anayasa ve yeni yönetim sistemi arayışları  çerçevesinde Cumhurbaşkanı ile siyasi kadrosu arasındaki işbirliğini olumsuz  etkileyen bu çarpık uygulamanın giderileceğine inanıyorum” mesajını göndererek istikameti bir kez daha çizmiş oldu.

Bu istikametin sadece takipçisi olmayacağını, uygulayıcısı olacağını biliyoruz.

AK Parti Genel Başkanlığı’na seçilen ve 65. Hükümetin Başbakanlığı’nı üstlenen Binali Yıldırım’ın konuşması da aynı gerçekçiliği yansıtıyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oylarıyla seçildiği halka karşı sorumluluğu olduğu gerçeğinden hareketle, bu kafa karışıklığının sona erdirilmesi gerektiğini belirterek, “Başkanlık sistemine hazır mısınız?” diye sordu.

Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı devreden Ahmet Davutoğlu’nun konuşması da gördüğü gerçekler üzerine inşa edilmişti.

Görevini yüzde 50’ye yakın oya sahip, kamuoyu araştırmalarında yüzde 55 bandında görülen bir partinin genel başkanı olarak bıraktığını hatırlatması gibi.

“Bu durumun sizin ve milletimizin maşeri vicdanında oluşturduğu rahatsızlığın da farkındayım ama davamız bütün şahsi hallerimizin üzerindedir” sözleri gibi.

Beklentilerin aksine radikal bir değişikliğe uğrayan partinin üst yönetim organı MKYK’nın oluşumu da başkanlık kongresinin gerçekliğini yansıttı.

Anayasanın yüklediği sorumlulukla devlet organları arasındaki uyum konusunda yetkili olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, son olarak “partimiz” ifadesinde vücut bulan yaklaşımının ağırlığını MKYK’nın oluşumunda da bütün açıklığıyla gördük.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, güçlü cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı ile uyumlu, icraatçı hükümet formülünün üçüncü ayağını, siyasi kararları alma ve uygulamada kendisiyle tam uyum içinde ve etkin bir parti yönetimi oluşturuyor.

Yeni kabine kombinasyonlarını göz ardı etmemekle birlikte 6 bakan ve 8 Genel Başkan Yardımcısı’nın MKYK dışında kaldığı bir değişiklik, yeni dönemin yönetim şifreleri açısından çok kritik bir gösterge.

Genel olarak kongre salonundaki atmosfer, özel olarak ise devredenle devralanın aynı coşkuyla karşılanması sıraladığım bu gerçekliklerin ışığında yorumlanmalı.

Yıldırım’ın konuşma performansı da dün çok konuşuldu.

Sesiyle imtihanını zaman zaman kaybeden Yıldırım’ın Erdoğan’la yol arkadaşlığı ve icraatçılık üzerine kurduğu konuşmasında heyecanını gizleyememesi normaldi.

Asıl mesajlarını konuşmasının ilk cümlesiyle son cümlesinde verdi.

Cumhurbaşkanı ile yol arkadaşlığını vurgulayarak başladı, “laf üstüne laf değil taş üstüne taş koyan bir başbakan” olacağını ilan ederek bitirdi.

Devlet-hükümet-parti üçlüsünde yeni dönem başladı.

Bu yazı 6166 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum